12 Ocak 2011 Çarşamba
HİZBULLAH BU ÜLKEDE NE YAPMAK İSTİYORDU?..
Flaş,flaş!...Ceza Muhakemeleri Kanununda yapılan değişiklikle Hizbullah'ın halen tutuklu yargılanan üst düzey örgüt yöneticileri serbest kaldı.Her gün karakola imza atması gereken bu üst düzey yöneticilerin firarda oldukları,İran'a yada Lübnan'a kaçtkları söyleniyor.Bir başka söylentiye bakılırsa CMK'da tutukluluk süreleri ile ilgili yapılan değişikliğin asıl nedeni,Hizbullah'ın yönetici kadrosunun serbest kalmasıymış.Devletin Pkk'ya karşı mücadelede yeniden Hizbullahtan yararlanmak istiyormuş.Örgütün alt düzey üyeleri pişmanlık yasasından zaten serbest kalmışlarmış,yöneticiler bu yasadan yararlanamadıkları için bu yasa değişikliği ile onların serbest kalması sağlanarak bu kanlı örgütü yeniden canlandıracakmış..
Bütün bunlar nedir?Boş söylentiler mi?Devletin böyle şeyler tezgahlama ihtimalinin olmadığına inananlar var mı?Ya Balyoz Darbe planı ile,devletin selameti için her yol mübahtır anlayışı ile hazırlanan akıl almaz planlar,AKP yandaşlarının uydurduğu hayal ürünü şeyler miydi?Ergenekon ve balyoz davalarında havada uçuşan belgelere karşı son derece kuşkuyla yaklaşanları bile,bunca söylentiden sonra Devletin komplo ve tezgahlar yapmayacağına inandırmak kolay değildir herhalde...Keza Devletin Hizbullahı kullandığı yalnız bir savcı iddianamesi değil,toplumda yaygınca paylaşılan bir kanaat.
Sözde müslüman Hizbullah,ya da diyelim DHKP-C gibi sözümona sol bir örgüt,bu ülke topraklarında yeni bir devlet kurmayı mı amaçlıyorlar sizce?..Kanaatimce onların gerçek amaçları,devleti yıkıp yenisini kurmak değil aslında.Asıl amaç,Bu devlet yıkılmadan bir devlet kurmak..Ya da devletin içinde devlet kurmak....Yani çevrelerine sempatizanlar,militanlar,topluyorlar.Finansman buluyorlar.Sonra başlıyorlar,tek iktidar kendileri imiş gibi kendi kanunlarını uygulamaya...Adam kaçırıyorlar,mahkeme kuruyorlar,ceza verip infaz etmeye başlıyorlar.Bu örgütlere giren bir daha çıkamıyor,çıkma affedilmiyor,düşman gördükleri kişilere en acımasız ceza ve işkenceleri reva görüyorlar.Hizbullah'ın arşivinden çıkanları hatırlayalım.Kameranın önünde kafası kesilen adamlar.Akla gelebilecek en eziyetli infaz,domuz bağı ile öldürme.Canlı canlı kurbanın üzerine beton atma.Yerin altındaki kuyularda aylarca tutulan adamlar.Tırnakları 30 cm'ye varmış esirlerin perişan halleri...Daha neler neler...Kendilerine ihanet edip örgütten çıkanlara da uygulanmış,ama daha çok PKK'lılara karşı girişilmiş canavarlıklar bunlar.Bütün bunları işittikten sonra,o derin devletin bunları bizzat planladığına da inanabilirsiniz,sessiz kalıp olup bitenleri bildiği halde bilmezden geldiğine de...Fakat dediğim gibi Devletin bunlarla ilişkisinin sadece hırsız polis ilişkisi olduğuna inanmak en zor şey...
Belki de asla bilemeyeceğiz,şu bizim devlet dediğimiz şeyin bu tür örgütlerle ilişkisinin gerçek niteliğini.Tarih kitaplarında okuduğumuz hemen herşey kuşkulu hale geliyor.Madem ki devletin kendi içinde ,kendi selameti ve bekası için her şeyi mübah gören bir anlayış var...Madem ki bu anlayış çok güçlü...O halde tarih kitaplarından öğrendiğimiz hiç bir şeyin doğruluğuna güvenemeyiz..Bize karşı neler planlandığını,hangi dümen ve tezgahlarla bu ülkenin"idare edildiğini" asla bilemeyiz.Açık ve şeffaf bir devlet hayalden ibaret belki de.İnsanlarda iktidarı isteme ve iktidarı reddetme eyilimlerinin eşit güçle bir arada durduğu güçlü bir uyanış mümkün olmadıkça...
Etiketler:
devlet,
gündemdeki konular,
hukuk,
iktidar,
iz bırakan acılar,
özgürlük
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder