25 Mayıs 2011 Çarşamba

Sempatik vampir



Uploaded with ImageShack.us

Biz bu adamın eski bir sabıkalı olduğunu biliyoruz.Ama o gözyaşlarına,o komik şevkat gösterilerine,o zırlamalarına falan inanmıyoruz.Bunlar halk düşmanıdırlar ve bizim sempatimize,şevkatimize asla nail olamayacaklar...Yaptıklarını da yapabileceklerini de asla akıldan çıkarmayacağız...

17 Mayıs 2011 Salı

İMF BAŞKANI



İMF başkanı,biraz azgın bir herifmiş.B ir otel görevlisine zorla tecavüze kalkışınca otel görevlisi kadın bağırdı mı her ne yaptıysa,korkup kaçmış,ama uçağa binmeye kalkışırken yakayı ele vermiş.Amerikan mahkemesi 1 milyon dolar kefalet istemini reddedip tutukluluğunun devamına karar vermiş.Eski dönem solcularının çok seveceği türden bir konu bu.İmf'nin kucağına oturmuş Türkiye,çok bilinen,çok yaygın bir benzetme idi.Fakat liberalleşen ve globalleşen Türkiye'de İMF ile Türkiyenin ilişkisi son derece normal bir şey olarak algılanmaya başladı.Hatta onu kurtarıcı olarak görenlerin sayısı da arttı.Türkiye'yi küreselleşen dünyanın bağımlı kölesi,uluslararası sistemin kölesi/uşağı olarak değişmez bir kader gibi algılamanın varacağı nokta bu idi elbette.Görünen o ki ABD onu yargılama ve mahkum etme konusunda kararlı.Oysa bu tür işler için zahmet edip buralara gelse idi başı derde girmezdi hazretin.Alışığız nasıl olsa düzülmeye.Hatta düzülmeyi(İmf ile anlaşmayı)en olgun demokratik davranış olarak görenlerimizin sayısı da hayli kabarık.

3 Mayıs 2011 Salı

Hazreti İsa'nın çilesi!..



İsa'nın Çilesi adlı filmi izleyeniniz var mı?Ünlü oyuncu Mel Gibson'ın yönettiği bu film,özellikle şiddet dolu sahneleri sayesinde Hristiyan ülkelerinde çok büyük ilgi toplayıp tartışma konusu olurken, ülkemiz seyircisinin de belli düzeyde ilgisine mazhar olmuştu.Mel Gibson,İSanın son saatlerini anlattığı filmindeki aşırı şiddet sahnelerini İncil'de anlatılanlara uygun olduğu gerekçesi ile savunuyordu.Filmine tepki gösterenler, hristiyan kitleden daha çok,yahudi lobisi ve onun desteklediği çevrelerdi.Yahudiler,filmde barbar bir cemaat gibi görünüyordu.Mel Gibson yapılan eleştirilere karşı,asla Yahudileri kötüleme gibi bir amacının olmadığını,en önemli derdinin İncildeki hikayeyi aslına uygun olarak anlatmak olduğunu söylese de,hedef haline getirileceğini biliyordu besbelli.Oyuncu Jim Javiezel'i,bu rol nedeniyle lanetlenebileceği konusunda uyarmıştı bu yüzden.Fakat Jim Javiezel yine de bu rolde oynamak istemişti...

Şu sıralar Jim Javiezel,İsa rolünün kendisi için lanetli bir rol olduğunu,bu rolü canladırmış olması nedeniyle kimsenin kendine iş vermek istemediğini söylüyormuş.İşte batıdaki Yahudi lobisinin gücü!..Kendi soylarının barbar ya da katliamcı olarak göründüğü hiçbir resme dayanamıyorlar.Soykırım mağduru rolüne o denli alışmışlar ki,hikayenin 2000 yıl öncesine ait mitolojik bir metinden alınmasını bile hoşgörü ile karşılayamıyorlar.Oysa Dünyanın gerçek sahnesinde mitik değil hakiki bir trajedi yaşanıyor onlarca yıldır.Gasp ettikleri filistin topraklarını yahudi yerleşimlerine açıyor,bu halkın üzerine akıl almadık terör,yıldırma ve zalimlik karabasanı gibi çöküyorlar.Mel Gibson tutucu bir katolik.Yahudileri bugünkü zalimlikleri nedeniyle değil,Hristiyanlık adına suçlamış olmalıdır ve büyük ihtimalle Filistinde olup bitenlerle pek de alakadar değildir...Fakat istemeyerek de olsa,siyonizmin bu günkü zalimlilerini yüzlerine vurmuş olmalı ki,Yahudi lobisi bu denli tırsmış hem ondan,hem de bu rolü daha önemli roller için tramplen olarak kullanmayı hayal etmiş olan oyuncu Jim Javiezel'den...

Haberin kaynağı :tıklayınız

Derin denizlere gömülen korku



Usame Bin Ladin'i öldürdüğü söylenen CIA'in cesedini denize gömmesinin nedeni,adına türbe yapılıp şefaat dilenilmesini engellemek içinmiş.Amerikalılar Usame'nin bir direniş sembolü ve figürüne dönüşmesinden ödü patlıyor besbelli.Fakat kendini Usame ilan edenlerden,Usamenin aslında ölmediği hatta ölümsüz olduğu iddialarının vereceği ilhamdan nasıl koruyacak acaba?Usamenin, deniz Tanrısı Neptün gibi elinde üç dişli yabası ile dirilip cihat ilan etmesi için mi gömdüler onu oraya?..(Dikkat:Üç dişli yaba yalnız mitolojik denizler tanrısı Neptün'ün değil şeytanın/mefistonun da simgesidir aynı zamanda!)Bir cinayet işledikten sonra delilleri yok etmek için cesedi denize atan o klişeyi nasıl da çağrıştrıyor bu olay dikkatinizi çekti mi?Acaba hangi sırlar gömüldü Usame'den başka denize?Katil olduğu söylenen kişi hiç bir açıklama yapılmadan infaz edildiğine göre,Usame'nin aslında Amerikanın hesabına çalışan biri olmadığına nasıl inanacağız?11 eylül saldırılarının aslında CIA tarafından planlanıp Dünyanın çeşitli yerlerini işgal etmek için bahane yaratıldığı iddialarının gerçek olup olmadığını nasıl sınayacağız?"Adalet yerini buldu" demiş Obama;Irakta öldürülen onbinlerce masum insan hangi adaletin yerine getirilmesine hizmet ettiler acaba?...

Usame gibi kanlı katilleri nur yüzlü peygamberlere dönüştürecek kadar zalimlik yaptıklarını ne zaman fark edecekler sahi?...(Filistin yetmeyecekse Irak'a yaptıkları yeterli...)

Bir "yüz"ün düşündürdükleri...



Bu yüze baktığımızda onu kanlı bir katilden çok bir dinsel ve ahlaki mürşit gibi görüyorsak,bunun nedeni Bin Ladin'in kirli ve karanlık bir figür olmaması değildir.Bunun nedeni,batı emperyalizminin ulaştığı zalimliğin Umase'yi bile yıkayıp paklayacak kadar lanetli bir şey haline dönüşmüş olmasıdır...