3 Ocak 2015 Cumartesi

AKP DÖNEM TÜRKİYE'NİN BAŞKA GELEN EN KÖTÜ ŞEY Mİ?





Acaba AKP iktidarı Türkiye'nin başına gelmiş en kötü şey midir?Gezi olaylarının başlangıcından beri böyle düşünüyordum,ama artık bu fikirde değilim.Elbette gezi olayları sonrasında Akp'nin karşı atağı kelimenin tam anlamıyla korkunçtu.Yalakaları bir yana bırakırsak,Akp konusunda uzun zaman iyimserliği elden bırakmamış naif liberaller bile yaşananlardan,demokrasiyi ve çağdaş toplum olmanın en temel değerlerini bile talan eden Akp saldırganlığı karşısında dehşete düştüler.Ama her şeyde bir hayır olduğunu düşünen atalarımızın yalın düşüncesini bu defa kalın bir çizgi çekerek teyit etmemiz gerekiyor:Akp dönemi,bu toplumun başına gelmiş iyi bir şeydir.Acılarla dolu olsa da iyi ve önemli bir derstir.Hepimize çok pahalıya patlamış olsa da altın değerinde dersler çıkaracağımız önemli bir toplumsal deneyimdir.
    Neden?Çünkü onun önünü Menderes gibi askeri darbe ile kesmediler.Ona dur diyecek demokrasi dışı bir güç yoktu.Ordu çoktandır eli kolu bağlanmış bir vaziyetteydi.Ergenekon,balyoz gibi davalarla iyice gazı alınan ve cuntacı eğilimleri bastırılan ordu,Uludere olayından sonra yargılanma tehdidinden kurtulmak için Akp'ye daha çok yanaşmalık yapmaya başladı.Eskiden beri özerkliği ve bağımsızlığı son derece su götürür olan yargı içinde Akp'ye direnme potansiyeli olan tek güç Gülen Cemaati gibi görünüyordu.Ne var ki,çok önemli davaları yüzüne gözüne bulaştırmış olan Gülen Cemaati de,17-25 aralık hamleleri ile yanlış stratejisinin kurbanı olup sahneden yavaş yavaş çekildi,ya da kabuğuna sindi.Emniyet ve Mit'i de tamamen denetim altına alan Akp'ye dur diyecek bir güç kalmadı.Beklenildiği gibi seçim sandıkalarında Seçmen tokadını da yemediler.Hatta ortaya çıkan onca skandala rağmen fazla bir kayıp yaşamadan seçmenlerinin desteği ile yollarına devam ediyorlar.
  Ama rejimi değiştirmek isteseler de,bu onların istediği hızda yürümüyor.Mesela Soma-Yırca'da yandaşlarına peşkeş çektikleri üzerine termik santral projesi olan arazi,1930'lu yıllarda çıkmış olan zeytinlik alanları koruma kanununa takıldı.Avrupa Birliği ile müzakereler durma noktasına gelmiş olsa da,AB'ye verilmiş taahhütler belirleyiciliğini koruyor.Keza Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin yargılama yetkisi de onların ilerleyişini frenliyor.AİYM ile uyum adına Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yolu açılması,Akp' nin bir çok antidemokratik uygulamasının önüne engel koydu.Bütün bunlar Akp'nin inşa ettiği dikta rejiminin önüne bir engel değil elbette.Akp iktidarı sabır ve kararlılıkla,rejimi değiştirip tek parti diktatörlüğü kurmaya yürüyor.Belki rejimin emniyet sübapları Akp yi durduramadı ama hiç değilse toplumun zinde güçlerine biraz zaman kazandırdı.
   Böyle karanlık bir tabloda iyimser olmak ve bu kötü dönemin de önemli bir toplumsal deneyim olabileceğini iddia etmek pollyannacılık gibi görünüyor ama yine de bir toplum olarak gerçek iyi ve gerçek kötüyü ayırd edebilmemiz için böyle kötü deneyimler yaşamamız,ne yazık ki şart.Şimdi artık laikliğin önemi daha iyi anlaşılmaya başlanmadı mı?Dinin ne kadar kullanılmaya elverişli olduğu,dindar görünenlerin pekala dindar olmayanları bile mumla aratacak sahtekarlar olabilecekleri daha çarpıcı bir şekilde anlaşılmadı mı?Türkiyede popüler islamcı akımın aslında hiç bir etiğe ve ideolojiye sahip olmadığı,en büyük dertleri iktidarı ele geçirip ülkenin tamamını rant çiftliği haline getirdikleri?Bunlar laik ve solcu kesimin zaten bildiği şeylerdi diye itiraz edilebilir;ama önemli olan bu islamcı ideolojiyi safça deseklemiş olan geniş halk kesimi için,onların oy deposu olan şey için bunlar açık seçik gerçekler değildi.Hala bir kafa karışıklığı sürse de hayal kırıklığı içinde uyananların sayısı her geçen gün artıyor.Artık bu partiyi destekleyenler,hatta en sıkı yandaşlar bile dindar olmakla fazilet sahibi olmanın aynı şey olmadığını söylediğimizde susup kalıyorlar."Çalıyorlar ama çalışıyorlar" sözü de onların gerçek düşüncelerini yansıtmıyor.Sadece hayal  kırıklıklarını bastırıp ertelemeye yarayan,ya da ithamları savuşturmayı sağlayan avuntu.Hayal kırıklığı kızgınlığa,derin bir öfkeye,ahlaki bir uyanışa dönüşebilir mi?Elbette.Ama her şeyin bir zamanı var,bunu da göreceğiz....