2 Ekim 2010 Cumartesi

SAVUNMA ÇİZGİSİ Mİ?SAVUNMA ALANI MI?



Hikayeyi biliyoruz.Atatürk işgal güçlerine karşı bir savunma çizgisi oluşturulmasını savunanlara karşı”Hat-ı müdafaa yoktur,sath-ı müdafaa vardır;o satıh bütün vatandır” diyerek karşı çıkmıştı.Laikliği tekeline almış görünen CHP,Atatürk’ün kurtuluş savaşındaki ana fikrini laiklik kavramına uyarlardı.Laikliği savunmak adına savunma çizgisi değil,savunma alanı fikrini benimsedi bu güne kadar.Yani laikliğe aykırılık şüphesi bulunan her hareketin üzerine şiddetli bir şekilde gidilmeliydi bu fikre göre.Örneğin üniversitelerde türban serbestisi getirmek,demokratik bir hakkın verilmesi değil,laik rejimi değiştirme planının bir parçası idi bu yaklaşıma göre.Böyle bir laiklik anlayışının kimin ekmeğine yağ sürdüğü artık çok açık durumda.CHP çekile çekile sıcak denizlere çekildi,Atatürk’ün “ordular,ilk hedefiniz Akdenizdir,ileri!” sözünü ironik bir şekilde anımsatırcasına.Şimdi ise Kılıçdaroğlu’nun önderliğindeki CHP,türban konusunda değişiklik yapılması gerektiğini savunarak bu yanlış yoldan geri dönmeye çalışıyor gibi.
Fakat bu yeterli değil.CHP’de bir zihniyet değişimi gerekli.Demokrasi konusunda da,laiklik konusunda da,saldırgan değil,savunmacı bir anlayış benimsemek zorundadır CHP.Onların laiklik anlayışı saldırgandır,laiklik,nerede bir laiklik karşıtı oluşumun şüphesi varsa onu bastırmak değildir.Bu olsa olsa laiklik düşmanlarının ekmeğine yağ sürer.Atatürk’ün savaş zamanları için ileri sürdüğü doktrin,barış zamanları için geçerli değildir.Demokrasi saldırgan olamaz,savunmacı olmak zorundadır.Doğal olarak mücadele alanı değil mücadele çizgisi oluşturulur demokrasilerde(hattı müdafaa)Kırmızı çizgiler oluşturulur ve bütün savunma güçleri bu kırmızı çizgilerin arkasına yığılır.Başörtüsü konusunda kırmızı çizgiler temel eğitimdir.Örneğin iktidar partisi ilkokullarda ve liselerde örtünme serbestisi getirmeye kalkarsa bütün demokratik güçler,bu karşı devrimci çabaya karşı seferber edilir.Böyle bir savunma çizgisi oluşturulmazsa,gerçeğin yerini niyet okuyuculuk alır;karşıt güçlerin eylem ve davranışları ile değil,gizli niyet ve planları ile mücadele edildiğinden demokrasinin yerini totaliterizm alır…
Fakat sahiller ve plajlar partisi CHP’de böyle bir zihniyet değişimi,Kılıçdaroğlu’nun atağına rağmen pek de mümkün görünmüyor.O sebeple CHP dışında gerçek bir sol varsa,sosyalist ve antimilitarist bir sol,işte bu sol benimsemelidir mücadele çizgisi stratejisini.Laikliği CHP’nin tekelinden kurtarmanın şimdilik en mümkün yolu budur. Zaten bana kalırsa her türlü sivil özgürlüğün teminatı ve asgari koşulu olan laikliği savunmanın şimdiye kadar CHP’nin tekelinde olması,bu topraklarda laiklik kavramının başına gelmiş en büyük felakettir kanımca..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder